NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
ابْنُ
السَّرْحِ
حَدَّثَنَا ابْنُ
وَهْبٍ
أَخْبَرَنِي
يُونُسُ عَنْ
ابْنِ
شِهَابٍ عَنْ
عَمْرَةَ
بِنْتِ
عَبْدِ الرَّحْمَنِ
عَنْ
عَائِشَةَ
زَوْجِ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
نَحَرَ عَنْ
آلِ
مُحَمَّدٍ
فِي حَجَّةِ
الْوَدَاعِ بَقَرَةً
وَاحِدَةً
Nebi (s.a.v.)'in zevcesi
Âişe (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre,
Resûlullah (s.a.v.) Veda
Haccı'nda ailesi için bir sığır kestirmiştir.
İzah:
İbn Mâce edâhî
Kurbandan asıl maksat
fakir ve gariblere ziyafet çekmek ve
Allah'a olan kulluk borcunu, vermiş olduğu nimetleri O'nun yolunda feda etmek
suretiyle ödemektir. Bu ibâdette, fakir ve fukaranın karnını doyurmak demek
olan İbrahimî şenliğe katılmanın ve nefsi cimrilik hastalığından kurtarmanın
tadı ve saadeti, Allah'a kulluktaki sadakati nefsim onun yolunda feda etme
derecesine kadar eren Hazreti İsmail'in hatırasını yaşama ve yaşatma mânâsı, ve
"kim Allah'dan kor-karsa (Allah) ona bir (kurtuluş) çıkış yeri ihsan
eder,"[Talâk 2.] âyetinin sırrına ermek vardır. Bu hikmete bağlı olarak Cenâb-ı
Hak kıran veya temettü haccı yapmaya muvaffak olan kimselere bir şukrân borcu
olarak kurban kesmeyi vâcib kılmıştır. Hayvanın boğazından kesilmesine
"zebh", göğsünün üst tarafından kesilmesine de "nahr"
denir. Koyun ve sığırlar zebh, develer ise nahr suretiyle boğazlanır. Metinde
geçen “Nehara" kelimesi "göğsünün üst tarafından kesti"
manasında kullanılmıştır.
Söz konusu olay Veda
Haccı'nda vuku' bulmuştur. Bilindiği gibi Veda haccı, Nebi efendimizin yaptığı
ilk ve son hacdır ve hicretin onuncu yılı olaylarındandır. Hadis sarihlerinin
verdiği bilgilere göre o sene Rasûl-i Ekrem'in yanında hanımları da
bulunuyordu. Bu hacda Hz. Âişe aybaşı olmuştu. Rasûl-i Ekrem diğer yedi
hanımının hepsine birden bir dişi sığır kurban etmekle yetindi.